TARİHİ

Malazgirt zaferi ile Anadolu kapılarının Türklere açılması üzerine 1072 yılında Sultan Melikşah’ın kumandanlarından Emir Artuk Anadolunun büyük bir bölümünü fethetti.Emir Danişmend de Kızılırmak deltaları ile Kelkit ve Malatya civarı ve Yeşilırmak deltasını alarak beyliğini genişletti bu zaman zarfında Kâfirnî Nahiyesi yani Almus(Emlus) Danişmendliler hakimiyetinde kaldı.Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın beylikleri ortadan kaldırarak siyasi birliği sağlamasıyla Selçukluların hakimiyetine giren Tokat ve yöresi 1243 yılında Moğollarla yapılan Kösedağ Savaşının kaybedilmesi ile Anadoluda iktidar boşluğu meydana geldi.1318 yılında Selçuklu Devletinin yıkılması ile beylikler devri başlamış oldu.Bu dönemde Emir Eretna siyasi ve askeri bir güç olarak ortaya çıkarak orta Anadoluya ve Kafirni bölgesine bir müddet hakim oldu ve 1381 yılında bu bölgede hükümdarlığını ilan etti.Amasya, Tokat, Sivas ve Çorum 1398’de Kadı Burhaneddin’in ölümü ile meydana gelen karışıklıklardan faydalanılarak Yıldırım Bayazıt tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.1398 yılındaki bu tarihi olayı göz önüne alarak Kâfirnî Nahiyesi merkezi olan Almus’un (Emlus) Osmanlı hakimiyeti altındaki dönemi de başlamış oldu.Selçuklu ve Beylikler dönemine ait bilgi ve belge bulunamasa da Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait Almus ile alakalı bir çok belgeye rastlamak mümkundür.Bu belgelerin tarihini Hicri 859 Miladi 1452 yılına kadar indirmek mümkündür.Osmanlı Arşivlerinde Tapu Tahrir defterleri üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde tespit edilen bilgilere göre Emlus Karyesi Kafirni Nahiyesi merkezi olup bu nahiyenin hudutları hali hazırdaki hudutlarından daha da büyüktür.1452 yılınına ait olan ve Osmanlı Arşivlerinde Tapu Tahrir Defterleri serisinde 2 numara ile numaralandırılmış olan tapu tahrir defterine göre Almus’un mâlikâne gelirlerinin yarısı Mehmed Bey evladına ve diğer yarısı da Muzaffer Çelebi evladına aittir.Divani gelirleri ise Pîr Ahmed Bey’e aittir.Bu tapu tahrir defterine göre Müslüman ve vergiye tabi olan hane sayısı 38 ve 4 nüfusta eşkinciyan ve 2 nüfusta sipahiyan vardır.Yine bu defterde belirtildiği üzere 65 hanede vergiye tabii gayr-i müslim hane mevcuttur.Bu gayr-i müslim haneler ya Rum ya da genellikle Ermeni asıllıdırlar.Bu verilerden yola çıkarak Almus’un o dönemdeki nüfusunu 400-450 rakamları arasında hesaplamak mümkündür.Yine aynı defterde Emlus’a(Almus) bağlı köylerin vergiye tabi nüfusları da yazılmıştır.Kâfirni Nahiyesine merbut köy sayısı 42 adet olarak yazılmıştır.Ayrıca 4 adet mezra ve 2 adet çiftlik kaydedilmiştir.Mezkur defterde zikredilen köylerin bir kısmı halen mevcut olduğu gibi bir kısmı da ya isim değişikliğine uğramış ya da ortadan kalkmıştır.Kafirni Nahiyesinin 1452 yılında Almus’tan sonra ki en büyük köyleri Muhad,Firedökse ve Zuğru köyleridir.Yine aynı defter serilerinden olan ve Osmanlı arşivlerinde 79 numara ile numaralandırılmış ve 1519 yılına ait tapu defterinde ise Almus vergiye tabii 57 müslüman ve 57 gayr-i Müslim hane olarak yazılmıştır.Buna göre bu tarihlerde Almusun nüfusu ise 550-600 civarındadır.Osmanlı Arşivlerinde Tokat bölgesini ve Kâfirnî Nahiyesini konu alan 1452-1670 yılları arasını kapsayan 10 adet tapu tahrir defteri mevcuttur.Bunun yanı sıra 1155-1326 yılları arasını kapsayan 36 adet Sivas Ahkâm Defterleri ve hicri 1260-1261 miladi 1844-1845 yıllarında hazırlanan temettuat defterlerinden de bölge ile alakalı geniş bilgi edinmek mümkündür. Almus’la alakalı olan ve 14698 numara ile arşivde kayıtlı olan temettuat defterine göre Almus-ı Kebir Karyesi 127 hanedir.Almuslu olup başka yerlerde iskan aden hane sayısı ise 29 olarak verilmiştir.Bu defterlerde her hanenin ne kadar arazisi var ne kadarı mezru ne kadarı gayr-i mezru kaç ineği kaç keçisi kaç öküzü kaç eşeği yani bir hanede ne varsa hemen hemen hepsi bu defterlere kaydedilmiş ve değerleri üzerinden vergileri hesaplanmıştır.Bu defterlerdeki kayıtlara fazla itibar etmekte pek doğru olmasa gerek zira bu rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır.Bilhassa hayvanlar sayım zamanları sahipleri tarafından vergiden kurtulmak için dağa kaldırılmışlar tarlalar daha az miktar olarak yazılmıştır ama yinede o yıllar hakkında genel bilgiler elde etmek mümkündür.Bu defterde Almus’un ekilen arazisi 2200 dönüm ekilemeyen arazisi ise yaklaşık olarak 1700 dönümdür.Ekilemeyen arazi ya gerekli insan gücünün bulunamamasından ya da tarlayı sürecek öküz olmamasından kaynaklanmaktadır.Ayrıca bu defterde caminin imamlık vazifesini ifa eden kişinin geçimi için vakfedilmiş 20 dönüm araziden bahsedilmektedir. Almus’ta genellikle buğday arpa ekilmekte ve bostancılık yapılmaktadır.Kimi aileler arıcılık işi ile uğraşmaktadır.En çok ekilen şey ise keten bitkisidir.Aynı defterde isimleri geçen aileler ise aşağıya çıkarılmıştır.Yine bu deftere göre 1844 yılında Almusun merkez nüfusu yaklaşık olarak 508’dir.

SÜLALE İSİMLERİ
Şeyhoğullları,Kurdoğulları,İmamoğulları,Hezeneoğulları,Çavuşoğullları,Yarahmedoğlu, Anuşoğlu,Kapucuoğlu,Kürtoğlu, Baklacıoğlu, Çelebioğlu, Emiroğlu, Delikadiroğlu, Yahyaoğulları,Seferoğlu, Çapkunoğlu,Civelekoğulları, Samsunluoğullları,Çankırılıoğlu, Baydanoğulları,Karakaşoğullları, Hatipoğulları, Perdecioğlu,Sipahioğlu, Dervişoğlu, Bayazıtoğlu, Acemoğlu, Demürcüoğullları,A bdioğullları, Lülükoğulları, Müridoğulları, Çobanoğulları,Y ıldızoğullları ve Kethüdaoğullları.

ALMUSTA İLK MEKTEB-İ İBTİDAİ
Sultan Abdulhamitin tahta çıkışından sonra eğitim faaliyetlerinde büyük gelişme kaydedilmiştir.Bütün ülke genelinde bir eğitim seferberliği ilan edilmiştir.Bu seferberlikten Almus’ta nasibini almıştır ve ilk defa bir mekteb-i ibtidai yani ilkokul açılmıştır.Almus eşrafından İmamzâde Hacı Ali Efendi (Hacı Ağa) ve Abdurrahman Efendilerin 1902 yılında yaptırmış oldukları 27 odalı kagir binada eğitime başlamıştır.Bu hayırseverliklerinden dolayı Hacı Ali Efendi ve Abdurrahman Efendilere çeşitli rütbelerden Mecidiye Nişanı verilmesi için Sivas Vilayetinden birçok kereler İstanbul’a tezkire gönderilmesine rağmen mezkur nişanların bu hayırhah insanlara verilip verilmediğini bilemiyoruz.

387 Numaralı ve 1530 tarihli Tapu Tahrir Defterine göre Kafirni (Almus) Nahiyesi:Kura:54, Mezra:11, Çiftlik:11, Muaf:9, Hane:805, Müslim:702, Gebr:103, El-müsellemiye:86, Hasıl:5498, Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı üzere Almus 54 köyü havi olup Müslim ve gayr-i Müslim nüfus olarak tahminen 16.500 kişiden oluşmaktadır.Osmanlı Arşivlerinde Bab-ı defteri Ceride odası defterlerinden 40760 numaralı ve tahminen 1800 lü yılların başında hazırlanmış bir deftere göre Tokat Kazasına tabi Kafirni Nahiyesi merkezi olan Almus ve bağlı köylerin nüfusları aşağıdaki gibi verilmiştir.

Yukarıdaki köy isimlerine bakıldığında halen mevcut olan birçok köyün burada bulunmadığını göreceksiniz bunun nedeni o köylerin  o zaman mevcut olmadığını göstermez, zira idari yapılanmalar, bazen devletin ihtiyaç hissetmesinden bazen de yöre halkının talepleri doğrultusunda değiştiğinden (bu bugün de böyle olmaktadır) mevcut olmayan köyler farklı bir yere bağlanmış olabilirler.Örnek olarak firedökse beldesinin kevahlık Köyünün, gevrek ve Mamunun bu listede bulunmaması o zaman Komanat(Gümenek) Nahiyesine bağlı olmasından kaynaklanmaktadır.Yine bu tarihlerde Tozanlı bölgesindeki birçok köyde Tozanlı Nahiyesine bağlıdır.Komanat Nahiyesine bağlı olup halen Almus’a bağlı olan bazı köylerin bu tarihteki nüfuslarını da listeye eklemek istedik..

Almus ve tevabii hakkında daha geniş araştırmalar yapmak gereği vardır bu araştırmalar Osmanlı arşivlerinde ve diğer yazılı kaynakların taranması şeklinde yapılabilir.Bu iş de zaman ve belli bir külfeti gerektirmektedir. Umarım güzide Almus’umuzdan iyi bir tarihçi çıkar ve bu boşluğu doldurur.Ayrıca bu konuda Gaziosmanpaşa Üniversitesindeki seçkin tarihçilerimizden Ali Bey ve Mehmet Beylerden istifade edilebilir.

Almus, Osmanlı İmparatorluğu döneminden önce de yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.İlk yerleşim yeri Tufantepe etekleridir.Bölgenin Türkler tarafından fethinden sonra gayr-i müslimler yine aynı mıntıkada kalmışlar Müslüman ahali ise şu anda eski Almus dediğimiz bölgede iskan etmişlerdir.Yüzyıllar boyu hep nahiye merkezi olarak kalan Almus Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde yeniden Tokat’a bağlı köy statüsüne getirilmiş ve nihayet 1954 yılında kaza merkezi olmuştur.Bu tarihten sonra gelişimini az da olsa sürdüren Almus turizm potansiyelini kullanmak suretiyle bu gelişmeyi daha ileri seviyelere taşıyacaktır.

2 yorum

  1. Benim adım burak soyadım Yavuz eski adıyla tiyeri şimdiki adıyla dikili köylüyüm. ben soyumu öğrenmek istiyorum yardımcı olursanız sevinirim

  2. Mustafa Karayaka

    Almus tarihçesi hakkında tam olmasada bu kadar bilgiyi derleyenlere teşekkür ediyorum.Emeklerine sağlık.
    Ancak ;burada bulunan han,hamam,kale vs.gibi değerlerden hiç bahsedilmemiş.Mesela Alaceylan dağı,Kör Usta kalesi,Gavur hamamı gibi yerlerin bu ilçemizde olduğu rivayeti vardır.
    Birde bağlı köy ve nahiyelerin yeni ve eski isimlerini ilave ederseniz turime yönelik büyük katkı sağlamış olursunuz.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Top